Şair, İstanbul’da doğdu.İlköğretimini mahalle mektebi ile Rumelihisarı’ndaki rüştiyede yaptı.Özel dersler aldı.1861’de Paris’e gidip bir yıl kaldı.Dönüşte Robert Kolej’de okudu.1867’de Maliye Mektubi Kalemi’ne memur oldu.1876’dan itibaren Paris, Poti, Golos, Bombay, Londra, Brüksel’de konsolosluk, elçilik başkatipliği yaptı.Bir ara Ayan Meclisi üyesi (1912), ve İstanbul milletvekili (1928) oldu.İstanbul’da öldü.
Abdülhak Hamit, Tanzimat şiirinde şekil ve muhteva yenilikleri yaptı.Günlük hayat, tabiat, aşk, vatan ve millet sevgisi, ölüm temaları işledi.Şiirleri lirik, epik ve felsefi özellikler gösterir.Tiyatrolarında Türk, Arap, Yunan, Asur ve Osmanlı tarihinden aldığı konuları bazen manzum, bazen mensur, bazen manzum mensur karışık halde yazdı.Okunmak için tiyatro yazdığı için sahne tekniğine önem vermedi.Hâmid şiir ve piyeslerinde istikrarlı bir dil kullanmaz.Bazen sade, açık, anlaşılır, bazen de oldukça ağır, bir dil kullanılmıştır.Piyeslerinin hepsi dramdır.
Şiirleri
Makber (1885), Ölü (1885), Hacle (1886), Bunlar Odur (1886), Dîvâneliklerim – yahut – Belde (1886), Bir safilenin Hasbıhâli (1886), Sahrâ (1887), Bâlâdan Bir Ses (1912), Vâlidem (1913), İlhâm-ı Vatan (1916), Garâm (1923)
Mensur Piyesleri
Macerâ’yı Aşk (1873), Sabrü Sebat (1874), İçli Kız (1874), Duhter-i Hindu (1875), Finten (1916), Tarık – yahut Cemlal (1917), Yâdigar-ı Harb (1917)
Manzum Piyesleri
Nazife (1878, 1917), Nesteren (1880-1945), Tezer -yahut Abdurrahman- Sâlis (1880-1945), Liberte (Tefrika Türk Yurdu, 1913), Tarhan (1916), Sardanapal (1917), Abdüllahü’ssagir (1917), İlhan (1918), hakan (1935), Zeynep (Manzum-mensur 1908)
Makber’den…
Eyvâh.. ne yer, ne yâr kaldı,
Gönlüm dolu âh u zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.
Ben gittim, O hâksâr kaldı,
Bir gûşede târmâr kaldı;
Bâki o enîs-i dilden, eyvâh!..
Beyrût’ta bir mezar kaldı.
Nerde arayım o dil-rübâyı?..
Kimden sorayım o bî-nevâyı?
Bildir bana nerde, nerde Yârab?..
Kim attı beni bu derde Yârab?..
Derler ki, unut o âçanâyı,
Gitti tutarak reh-i bekâyı..
Sığsın mı hayâle bu hâkikat?..
Görsün mü gözüm bu mâcerâyı?..
Sür’atle nasıl değişti hâlim?..
Almaz, bunu havsalam, hayâlim.
Bir şey görürüm, mezâra benzer,
Baktıkça alır, o yâra benzer.
Şeklerle güzâr eder leyâlim,
Artar yine mâtemim melâlim
Bir sadme-i inkılâptır bu,
Bilmem ki, yakın mıdır zevâlim?..
Liseye baslamadan önce sanirsam sene o zamanlar 2003 idi , hayatini kutuphanede sirf dikkatimi cektigi icin okudugum nacizane insan.
Ben gittim, O hâksâr kaldı,
Bir gûşede târmâr kaldı;
Bâki o enîs-i dilden, eyvâh!..
Beyrût’ta bir mezar kaldı.
başka söze gerek yok.
ortaokul döneminde radyoda trt de ismini çok duyduğum bu güzide sanatçı hakkında ilk defa burada bilgi paylaşıldığını gördüm.
Güzel bir şair bir kaç kez bir iki şiirini okuma imkanım oldu. Okumayan varsa en azından bir şiirini okumasını tavsiye ederim. Gerisi ondan sonra zaten kendiliğinden gelicektir..
Şairlik için doğmuş bir sanatçımız.
Şiirlerini çok beğeniyorum.
On numara şaiirimiz.
Hakikaten çok harika bir şair yaa
Abdülhak Hâmid Tarhan gerçekten çağının en iyisidir.
Tarhan gerçekten önemli bir yazardı.Çağının en popüler yazarı.