18 Mayıs 1622’deki darbe, sonuçları itibariyle Osmanlı tarihinin en feci darbelerinden biridir.Devrin hükümdarı II.Osman‘ın bazı icraatları asker, ulema ve halk arasında hoşnutsuzluğa yol açmış, tüm itirazlara rağmen sultanın hacca gitmek için Üsküdar‘a geçmesi bardağı taşıran son damla olmuştu.
İsyan bayrağını açan sipahi ve yeniçeriler önce Süleymaniye Camii’nin avlusunda toplandılar.Burada biraz bekledikten sonra Atmeydanı’na doğru hareket ettiler.Meydanda sadece askerler değil, ilmiye mensupları ve İstanbul halkının bir bölümü de bulunuyordu.Kalabalık hep bir ağızdan; ”Padişahımızı Kâbe’ye gitmek nâmı ile Anadolu’ya götürmek isteyenleri ve Padişahı Anadolu’ya geçmekten vazgeçirmek isteriz” diye bağırıyordu.Asiler padişah hocasının, kızlarağasının ve veziriazamın kellelerini istiyorlardı.
Asiler, kanunî bir engel kalmaması için Şeyhülislam Esad Efendi’den padişaha devlet hazinesini boşalttıranlar ve onu hacca gitmeye ikna ederek fitneye sebep olanların katledilmesine dair de bir fetva aldılar.Fetvayı alan askerler, vakit kaybetmeden Atmeydanı’na gittiler.Beşiktaş’tan yeni hareket etmiş donanma askeri de şehirdeki bu sesleri duyunca karaya yanaştı ve kapılar kapalı olduğu için surların üzerinden atlayarak asilere katıldı.
Her geçen dakika daha da kalabalıklaşan asileri ikna etmek için sadrazam ve yeniçeri ağasının gönderdiği aracılar ise taşlandılar.Padişah, durumu görünce hacdan vazgeçti.Ancak öldürülmesi istenen kişileri vermedi.İsyanın ikinci günü asiler önce Yeniodalar’da daha sonra Fatih Camii’nde toplandıktan sonra şehrin dört bir yanından Atmeydanı’na doğru akın ettiler.
Ulemadan birkaç kişi, asilerin öldürülmesini istedikleri kişileri vermemekte diretip, sert konuşunca kendi sonunuda hazırladı.Atmeydanı’nda heyetin getireceği cevabı bekleyen kalabalık, uzun zaman geçmesine rağmen saraydan kimse çıkmayınca harekete geçti.
Önce Ayasofya Camii’nin minarelerine gözcüler çıkarıldı.Gözcüler, Topkapı Sarayı’nda söylendiği gibi bostancı askerlerinin hazır bulunmadığını meydandaki kalabalığa bildirilince asiler hemen sarayın içine akın ettiler.Kalabalığın arasından biri; ”Sultan Mustafa’yı isteriz” diye bağırınca, diğerleri de aynı sloganı tekrarladılar.Bundan sonra askerlerin yeni hedefi II.Osman’ı devirmek ve I.Mustafa’yı tahta çıkarmaktı.
I.Mustafa, Harem’deki odasında kapalı tutulduğu yerden alınıp, saray dışına çıkarıldı.Durumu haber alan II.Osman, askerin istediği kişileri verdi.Ancak iş işten geçmişti.Ellerine geçirdikleri kişileri parçalayarak öldüren yeniçeriler tatmin olmamışlardı.Padişahın yeni atadığı veziriazam ve yeniçeri ağasını da kabul etmeyerek, onların evlerine saldırdılar.
Askerler, I.Mustafa’yı padişah olarak tanıdıklarını ilan etmişlerdi.Genç Osman mecburen yeniçeri ocağına sığındı.Başka bir çaresi kalmayan genç padişah, yatsı namazından sonra Ağa Kapısı’na gitti.
Bu sırada I.Mustafa’nın annesi kontrolü eline almaya başlamış, yeni bir veziriazam ve yeniçeri ağası tayin edilmişti.II.Osman’ın yerini bulan askerler onu oradan alarak, başı açık ve sırtında sadece bir elbise bulunduğu hâlde Orta Camii’ne götürdüler.Davud Paşa, Genç Osman’ı hemen öldürmek istediyse de, yeniçeri ileri gelenleri yeni veziriazamı engellediler.Ancak Davud Paşa, kısa bir süre sonra sultanı Yedikule’de boğdurttu.
Kaynak: Sorularla Osmanlı İmparatorluğu Erhan Afyoncu sh.587-588