Hadîs ve fıkıf âlimi, velîlerdendir.874’de doğdu.962’de Bağdat’ta vefat etti.
İbn-i Ebî Musa’ya bir yetime ait 10 bin dirhem, büyüyünce teslim için verilmiş ve kendisi vasi tayin edilmişti.Sıkıntıya düşünce, bu paraları harcadı.Yetim büyüyüp yetişince, hakim paranın teslim edilmesini istedi.İbn-i Ebî Musa durumu şöyle anlatmıştır;
”Yetimin parasını istediği zamanda param yoktu.Sıkıntıdan çare aramaya başladım.Katırıma binip Kehr şehrine doğru yola çıktım.Katırı serbest bıraktım.Yolum Dalec Bin Ahmed’in mescidine vardı.Mescide girip sabah namazını Dalec Bin Ahmed’in arkasında kıldım.Namazdan sonra beni evine götürdü.”Hoş Geldin” dedi, yemek hazırlattı.Sofrada dedi ki:
- Senin sıkıntılı bir halin var.
Bende durumumu anlattım.
- Yemeğini ye, ihtiyacını hallederiz.
Sofradan kalkıp ellerimizi yıkadık.Bir kapıyı açıp odaya girdik.Orada mallar ve para kasaları vardı.Bana 10 bin dirhem verdi.Sevincimden uçacak gibi idim.Parayı aldıktan sonra vedalaşıp ayrıldım.Sonra gidip borcumu ödedim.
Aradan 3 sene geçti.Bu zaman içinde işlerim iyi gitti.30 bin dinar kazandım.Borcumu ödemek için Dalec Bin Ahmed’e gittim.Halimi bildirip aldığım 10 bin dirhemi ödemek için geldiğimi söyledim.
- Sübhânallah! Onu ben sana borc vermedim, hediye ettim.
- Efendim olur mu?
- Ben yetişip büyüyünce Kur’ân-ı kerimi ezberledim, hadis-i şerifi dinleyip öğrendim ve ticaret yaptım.Bir gün bir tüccar bana gelip; ”Ben malımı ortak olmak üzere sana teslim etmek istiyorum.Bir defter tut.Bu maldan bol bol sadaka dağıt!” dedi.Bana binlerce dinar bıraktı.Her sene gelir giderdi.En son gelince; ”Ben deniz seferlerine çıkan biriyim.Bir kazaya uğrayabilirim.Bu malın hepsi senindir.İstediğini yap!” dedi.Bende şimdi onun arzusunu yerine getiriyorum.Allahü teala bana bu serveti ihsan etti.Onun için sana 10 bin dirhemi hediye ettim.