I. Selim, Trabzon valiliği sırasında Şah İsmail‘in Osmanlılara olan düşmanca davranışını çok iyi değerlendirdirmiş, bir kez de İran topraklarına girmişti. Şahkulu ayaklanmasının da Şah İsmail’in kışkırtmasıyla çıkartıldığı biliniyordu. Şah İsmail’in amacı, Osmanlı Devleti’ni içten çökertmek ve Anadolu’ya egemen olmaktı. Bu amacını gerçekleştirebilmek için daha II. Bayezid döneminde Memlûklerle ve Venediklilerle çeşitli anlaşmalar yapmıştı.
Yavuz Sultan Selim hazırlıklarını tamamladıktan sonra, 1514’te Üsküdar’a geçerek İran seferine çıktı. İzmit’e vardığında, Şah İsmail’e mektup göndererek, savaşmak istediği resmen bildirdi. Ordu, Yenişehir’e geldiğinde Anadolu ve Rumeli beylerbeyleri kuvvetleri ile orduya katıldı. 20 bin tımarlı sipahiden meydana gelen öncü ordusuna vezir Dukakinzade Ahmet Paşa tayin edildi. 2 Haziran’da Sivas’a varan Sulta, 140 bin aker, 5 bin zahireci ve 60 bin deveye yüklenen orduyu yoklamaya tâbi tutup, yiyecek sağlamak üzere İskender Paşa kumandasındaki 40 bin askeri burada bıraktı.
Koçhisar (Hafik) kazasına gelinince savaş düzeni alındı ve bundan sonra bu tertip üzere gidildi. Akşehir ve İran’la hudut olan Suşehri’nden itibaren Safevi Devleti’nin topraklarına girildi. Bundan sonra Safevilerin, geçiş yollarını tahrip etmelerinden dolayı ordunun durumu güçleşmeye başladı. Osmanlı hükümdarı, bu sefere giderken Dulkadir beyi Alaüddevle’ye mektup yollayarak kendisini savaşa katılmaya davet ettiyse de, Alaüddevle bu teklife yanaşmayacağı gibi, zahire kollarını da vurmak suretiyle orduyu sıkıntıya soktu.
Ordunun bu güç şartlar altında ilerlemesi Şah İsmail ile aleyhtarlarına fırsat verdi ve yavaş yavaş askeri tahrik ettiler. Fırat kenarına ve Erzincan’a gelindiği zaman asker, kumandanlar ve vezirler, düşmanın meydanda olmasından dolayı daha ileri gidemeyeceklerini, geri dönmeleri gerektiğini söyleyince, I. Selim bunu şiddetle reddetti.
I. Selim, ordusuyla Kazlıgöl mevkiine geldiğinde, Şah İsmail’in Çaldıran’da olduğu haberi geldi. Osmanlı ordusu, 22 Ağustos günü Çaldıran’ın Akçay vadisi tepelerinde konakladı. Osmanlı ordusu savaş düzeni aldı. Ordunun sağ kanadını Anadolu Beylerbeyi Sinan Paşa ile Zeynel Paşa’nın emrindeki Anadolu ve Karaman kuvvetleri, sol kanadını ise Rumeli askerleri teşkil ediyordu. Sultan merkezde olup, yanında Sadrazam Hersekzade Ahmet Paşa, vezir Dukakinoğlu Ahmet Paşa, vezir Mustafa Paşa, vezir Fethat Paşa, Karaca Paşa bulunuyordu.
Yavuz Sultan Selim, ordusunu spn bir kez gözden geçirdikten sonra hücum emrini verdi. Osmanlı ordusunun ustaca manevraları sayesinde İran ordusu kısa zamanda dağılmaya başladı. Askerinin dağıldığını gören Şah, durumun kendisi için çok tehlikeli anlayınca, yaralı bir vaziyette taht ve hanımını savaş meydanında bırakarak kaçmak zorunda kaldı.
Kaynak: Osmanlı Tarihi (Boyut yayın grubu)
Geçmişten günümüze savaşlar bitmek bilmedi savaşan varlık insan değişmedi ama savaş yöntemleri çok değişti